Yatırım Faaliyetinde Kullanılmak Amacıyla Bankadan Alınan Kredinin, Bankada Döviz Hesabında Tutulması Nedeniyle Lehe Oluşan Kur Farkının Vergilendirilmesi.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü
|
|
|||
Sayı |
: |
19341373-125[ÖZELGE-2018/20]-E.102331 |
18.07.2019 |
|
Konu |
: |
Yatırım Faaliyetinde Kullanılmak Amacıyla Bankadan Alınan Kredinin, Bankada Döviz Hesabında Tutulması Nedeniyle Lehe Oluşan Kur Farkının Vergilendirilmesi. |
|
|
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, tarım ürünleri lisanslı depoculuk faaliyetinden dolayı mükellef olduğunuzu, henüz hiçbir ticari faaliyette bulunulmadığını, yatırım teşvik belgenizin bulunduğunu, yatırım faaliyetlerinde kullanılmak üzere bankadan Türk Lirası cinsinden yatırım kredisi alındığını, alınan kredinin dövize çevrilerek, döviz hesabına yatırıldığını belirterek, lehinize oluşan kur farkının geçici vergi ve kurumlar vergisi kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda, Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise, ticari kazancın tespit edilmesi sırasında da Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümlerine uyulacağı, hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı, hükme bağlanmıştır.
Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, yatırımda kullanılmak üzere bankadan Türk Lirası cinsinden kullanılan yatırım kredisinin dövize çevrilerek döviz hesabına yatırılması sonucunda söz konusu döviz hesabının değerlemesinden doğan kur farklarının ilgili dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
.